Bir zamanlar bilgiye açılan kapılar olan kitaplar, bugün neden ikinci plana itiliyor? Kitaplar neden hayatımızdan uzaklaşıyor? Bilginin ve hayal gücünün anahtarı olan bu eşsiz kaynak, nasıl oldu da bir angaryaya dönüştü? Eskiden kitaplarla büyüyen toplumlar, neden onlardan uzaklaştı?
Bu soruların cevabını ararken, tarihte kitap sevgisinin öncüsü olarak bilinen Cahız'ı tanıyalım. 770'li yıllarda yaşayan Cahız, sadece bir kütüphane memuru değil, aynı zamanda bir filozof, yazar ve bilim insanıdır. Onun en bilinen eserlerinden biri olan Kitâbü'l-Hayevân, hayvanlar âlemini anlatan büyük bir zooloji kitabıdır. Ancak Cahız'ın asıl mirası, kitaplara verdiği değerle ilgilidir. O, kitabın sadık bir dost olduğunu şu sözlerle anlatır:
"Kitap, herkes sizi bıraksa bile yanınızda kalır. O, ne zaman istersek susar, ne zaman istersek konuşur. Bize asla ihanet etmez."
Peki, Cahız'ın bu sözleri bugün için ne ifade ediyor? Bir zamanlar baş tacı edilen kitaplar, neden zamanla unutulmaya başlandı? Bilginin, düşüncenin ve hayal gücünün kaynağı olan kitaplar, eğitim sisteminde neden sadece bir ödev haline geldi?
Kitap Ceza Olur Mu?
Psikolog Doğan Cüceloğlu'nun İnsan Davranışı kitabında anlattığı bir olay, bu durumu çarpıcı bir şekilde özetliyor. Bir hâkim, bir sanığa kütüphanede kitap okuma cezası veriyor. Ancak sanık, hâkime yalvararak şu sözleri söylüyor:
"Bana bir yıl hapis verin, ama beni kitap okumaya mahkûm etmeyin!"
Düşünsenize, kitap, bilgi ve keşif kaynağı olmaktan çıkıp bir ceza unsuru olarak görülüyor. Bu, toplumun kitap algısındaki değişimin ne kadar dramatik olduğunu göstermez mi? Bir zamanlar bilginin anahtarı olarak görülen kitap, artık bir yük gibi algılanıyor!
Neden Kitaplardan Uzaklaştık?
Peki, neden böyle oldu? Kitapların eğitimde zorunlu bir "ödev" haline gelmesi, çocukları ondan uzaklaştırıyor olabilir mi? Amerika'da kütüphaneler, kitap sevgisini kazandırmak için çocuklara oyunlar, etkinlikler ve eğlenceli aktiviteler sunuyor. Biz neden böyle bir sistem kuramadık? Kitapları sadece ders başarısı için bir araç olarak mı gördük? Belki de çocuklara kitapları eğlenceli ve keşif dolu bir deneyim olarak sunamadık. Eğitimde daha yaratıcı ve ilgi çekici yöntemler kullanarak kitap okuma alışkanlığını yeniden kazandırabilir miyiz?
Oysa kitaplar, yaşamı anlamlandırmanın en güçlü yollarından biridir. Cahız'ın dediği gibi, kitap asla bizi terk etmez. Onu bir ceza değil, bir armağan olarak görmeliyiz.
Kitap Sevgisini Nasıl Canlandırabiliriz?
Şimdi soralım: Kitap sevgisini tekrar nasıl canlandırabiliriz? Çocuklara kitap okumayı nasıl sevdirebiliriz? Kitapları sadece bir "görev" değil, bir "keyif" haline getirmek için ne yapmalıyız?
Unutmayalım, kitap sevgisi bir medeniyetin temelini oluşturur. Cahız'ın sözleriyle bitirelim:
"Kitap sizi asla yarı yolda bırakmaz."
O halde kitaplarla barışalım, onlara bir dost gibi davranalım. Çünkü kitap, medeniyetin ışığını taşır ve bu ışık, ancak ona verdiğimiz değerle daha da parlak hale gelir.