Geçtiğimiz günlerde Türkiye MİT Başkanı Prof. İbrahim Kalın’ın Şam Emeviye Camii’nde namaz kılması ve Dışişleri Bakanımızın Kasiyyun Dağı’nın eteğinde Suriye’nin yeni lideriyle çay içmesi, hem İslam medeniyetine yapılan bir vurguyu hem de diplomatik ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcını sembolize eden dikkat çekici anlara sahne oldu. Bu iki olayın derin sembolik anlamlarını tartışmadan önce, bu mekânların tarihsel ve manevi bağlamlarını gözden geçirmek gerekir.
Emevi Camii: Bir İlim ve İbadet Merkezi
Araştırmacılar bu camiyi, İslam dünyasının birleşme ve dayanışma fikrini temsil eden bir sembol olarak tanımlar. Örneğin, İslam sanat tarihi uzmanları, Emevi Camii’nin farklı mezheplerin ve kültürlerin buluştuğu bir merkez olarak geçmişte birleştirici bir rol oynadığını belirtir. Ayrıca, bu caminin dini ve sosyal hayat üzerindeki etkisini inceleyen çalışmalarda, bu yapının sadece ibadetle sınırlı kalmayan geniş kapsamlı bir kültürel bağ işlevi gördüğü vurgulanmıştır. Örneğin, ünlü düşünür Seyyed Hossein Nasr, Emevi Camii’ni, İslam medeniyetinin çok yönlü kültürel birikimini yansıtan bir mekân olarak görür. Şam’da kılınan bir namaz, sadece bireysel bir ibadet değil, aynı zamanda İslam dünyasına yönelik bir birlik mesajıdır. Prof. Kalın’ın bu mekânda ibadet etmesi, hem bu tarihsel bağa bir selam hem de modern bir diplomatik mesaj taşıyor.
Kasiyyun Dağı: Maneviyatın Zirvesi
Dışişleri Bakanımızın Kasiyyun Dağı’nın eteklerinde Suriye’nin yeni lideriyle çay içmesi, sadece iki ülke arasındaki diplomatik bir jest değil, aynı zamanda ortak bir manevi zeminde buluşmanın ifadesidir. Bu ortak zemin, barış, hoşgörü ve İslam medeniyetinin evrensel değerleri olan adalet ve dayanışmayı içerir. Aynı zamanda, iki liderin bölgesel huzur ve iş birliği çerçevesinde bir araya gelmesinin altını çizer. Bu zemin, İslam medeniyetinin barış ve kardeşlik mesajlarından beslenir. “Kasiyyun Dağı’nda çay içmek, yeni bir barış ve istikrar dönemine atılan sembolik bir adımdır” diyen analistler, bu buluşmanın anlamını daha da derinleştiriyor.
Son Söz
Emevi Camii ve Kasiyyun Dağı, Şam’ın manevi ve tarihsel haritasının iki önemli noktasıdır. Emevi Camii, Gazali’nin düşünsel çalışmalarına ev sahipliği yaparken, farklı mezheplerin ve kültürlerin bir araya geldiği bir ibadet ve ilim merkezi olarak öne çıkmıştır. Kasiyyun dağı ise İbn Arabi’nin türbesine ev sahipliği yapmasının yanı sıra, sufiler için bir tefekkür mekânı olarak derin manevi izler bırakmıştır. Bu mekânlarda gerçekleşen ziyaretler, sadece fiziksel değil, sembolik ve diplomatik bir anlam da taşır. Şam’daki bu iki önemli durak, İslam medeniyetine saygının ve modern diplomasinin bir araya geldiği nadir bir örnektir. Uluslararası kamuoyunda da barışçıl mesajlar veren bu ziyaretler, geçmişle bugünü birleştiren anlamlı bir köprü olarak değerlendirilmektedir.